2025 Almanya Federal Seçimleri: Sonuçlar ve Siyasi Analiz
23 Şubat 2025'te Almanya'da gerçekleştirilen federal seçimler, ülkenin siyasi dengelerinde önemli değişimlere yol açtı. 60 milyon seçmenin yaklaşık %83’ü, yani 50 milyona yakın kişi sandığa gitti. Seçim sonuçları, sadece partilerin aldıkları oy oranlarından ibaret değil; aynı zamanda Almanya’nın gelecekteki siyasi, ekonomik ve toplumsal yönelimini belirleyecek önemli mesajlar içeriyor.
#AfD’nin Yükselişi: Almanya'da Aşırı Sağın Güçlenmesi
Seçimlerin en çarpıcı sonuçlarından biri, aşırı sağcı AfD’nin (Almanya İçin Alternatif) %20,8 oy alarak parlamentoda ikinci büyük parti ve dolayısıyla "Ana Muhalefet Partisi" konumuna yükselmesi oldu. Oylarını neredeyse ikiye katlayan AfD, 152 milletvekiliyle federal mecliste güçlü bir konum elde etti. Elon Musk ve ABD Başkanı Trump' un önderliğinde Amerikan aşırı sağı tarafından desteklenen parti, göçmen karşıtı söylemleriyle büyük bir seçmen kitlesine ulaştı.
Ancak unutulmaması gereken önemli bir nokta var: Seçmenlerin %80’i AfD' ye karşı oy kullandı. Almanya'da aşırı sağın yükselişi, toplumda büyük bir tepkiyle karşılandı ve seçim öncesinde ülkenin dört bir yanında yüz binlerce insanın katıldığı AfD ve ırkçılık karşıtı gösteriler düzenlendi. Yine de, göçmenlerin bu protestolara yeterince katılım göstermemesi dikkat çekici ve düşündürücü bir durumdu.
#CDU-CSU: Seçim Galibi Ama İstikrarsız Bir Gelecek
Seçimlerden birinci parti olarak çıkan CDU-CSU (Hristiyan Demokrat Birliği ve Hristiyan Sosyal Birliği), %28,6 oy aldı. Ancak beklentileri karşılayamayan sağcı partiler, özellikle liderleri Friedrich Merz’in AfD’ye yakın tutumları nedeniyle iç tartışmalar yaşıyor.
Merz, seçimlerden sadece birkaç gün önce mültecilerle ilgili bir yasa tasarısını meclisten geçirmek için AfD’nin desteğini almaya çalıştı. Bu durum, CDU içinde bazı liberal seçmenlerin partiye olan güvenini kaybetmesine ve oy kaybına yol açtı. Federal Almanya tarihinde hiçbir ana akım parti, faşist ve ırkçı partilerle iş birliği yapmamışken, Merz’in bu tutumu tarihi bir tabuyu yıkmış oldu. CDU’nun geleceği, Merz’in bu politikaları sürdürecek mi yoksa partiyi daha merkeze mi çekecek sorusuna bağlı olacak.
#SPD: Tarihindeki En Kötü Sonuç ve Kimlik Krizi
Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD), %16,4 oy alarak büyük bir düşüş yaşadı ve parlamentoda üçüncü sıraya geriledi. Çifte vatandaşlık hakkı, asgari ücret artışı gibi bazı önemli sosyal reformlara öncülük etmesine rağmen, SPD bu başarıları seçmenlere yeterince anlatamadı.
SPD’nin en büyük sorunu, artık “çalışanların partisi” olarak görülmemesi. Partinin önde gelen isimlerinin çoğunlukla akademisyenlerden oluşması ve işçi sınıfına hitap etmekten uzaklaşması, SPD’nin tabanını kaybetmesine neden oldu. Parti, bu kaybı telafi edemezse, gelecekte daha da zayıflayabilir.
#Yeşiller ve FDP: İki Farklı Kayıp Hikayesi
Yeşiller Partisi, %11,6 oy alarak bir önceki seçime göre küçük bir kayıp yaşadı. FDP ise seçimlerin en büyük kaybedenlerinden biri oldu ve %4,3 oy alarak %5 barajını geçemediği için parlamentoya giremedi.
Yeşiller, geçmişte göçmen dostu politikalar izlerken, seçim sürecinde göçmenlik konusuna diğer partiler gibi olumsuz bir yaklaşım sergiledi. Barış partisi olarak kurulan ve başarılı olan parti , zamanla toplumda bir savaş partisi olarak değerlendirildi. Önümüzdeki dönemde, bu politikasını sürdürüp sürdürmeyeceği, partinin geleceğini belirleyecek.
#BSW: Sol Söylemle Aşırı Sağ Politikaları Desteklemek
Sahra Wagenknecht Birliği (BSW), seçim öncesinde umut vadeden bir çıkış yapmış gibi görünse de, %4,97 oy alarak sadece 12 bin oy farkla parlamentoya giremedi. En büyük hatalarından biri, CDU ve AfD ile birlikte Merz’in göçmen karşıtı yasa tasarısına destek vermesiydi.
Sol bir parti olduğunu iddia eden BSW’nin göçmenleri hedef alan politikalarla örtük bir şekilde AfD çizgisine yaklaşması, partinin güvenilirliğini zedeledi. Seçmenler, sol bir partiden işçi hakları, sosyal adalet ve eşitlik beklerken, BSW’nin göçmen karşıtı politikaları desteklemesi, onu bir çelişkiye sürükledi.
#Sol Parti: İlkesel Duruşun Getirdiği Başarı
Sol Parti, seçimlerden önce %4 civarında görünürken, son haftalarda yükselişe geçerek %8,8 oy aldı ve 64 milletvekili çıkardı. Bu başarının temel nedenlerinden biri, partinin AfD ve CDU’ya karşı net bir tavır alarak göçmen haklarını ve sosyal adaleti savunmasıydı.
Sol Parti, yüksek kiralara, gelir eşitsizliğine ve vergi adaletsizliğine karşı sert bir kampanya yürüttü. Göçmen haklarını da savunan parti, seçim sürecinde hem gençlerden hem de emekçi sınıftan destek almayı başardı. Eğer bu politikalarını sürdürebilirse, önümüzdeki yıllarda daha da güçlenebilir.
#Göçmenler Seçimlerde Neden Daha Aktif Değildi?
Almanya'da 25 milyon göçmen kökenli insan yaşamasına rağmen, seçimlere katılımları düşük seviyede kaldı. Bunun birkaç nedeni var:
1. Seçim Sistemi ve Vatandaşlık Engeli → Birçok göçmen hâlâ Alman vatandaşlığına sahip olmadığı için oy kullanamıyor.
2. Siyasi Bilinç Eksikliği → Seçimlerin kendi hayatlarını nasıl etkileyebileceğinin farkında olmayan geniş bir göçmen topluluğu var.
3. Temsil Eksikliği → Ana akım partiler göçmenleri sadece seçim dönemlerinde hatırlıyor, ancak politikalarında göçmenlerin doğrudan temsil edilmesini sağlayamıyor.
Göçmenlerin siyasi süreçlere daha fazla katılımı, Almanya’nın toplumsal yapısını daha sağlam hale getirebilir.
#Sonuç: Almanya’da Siyasi Denge Değişiyor
Almanya’daki 2025 seçimleri, aşırı sağın yükselişi, geleneksel partilerin krizleri ve solun yeni bir çıkış yolu arayışı gibi birçok önemli dinamiği ortaya koydu. Seçimler, göçmen politikalarının merkezde olduğu bir tartışma ekseninde şekillendi ve ana akım partilerin AfD’nin söylemlerine kapılmalarının onlara fayda sağlamadığı görüldü.
AfD’nin oylarını artırması, toplumun tamamının aşırı sağa kaydığı anlamına gelmiyor. Tam aksine, geniş bir kitle bu politikaları reddetti ve protestolarla bunu gösterdi. Ancak, CDU ve SPD gibi büyük partiler, aşırı sağın yükselişini engellemek istiyorlarsa, onun söylemlerini kopyalamak yerine, halkın gerçek sorunlarına yönelik çözümler üretmeliler.
Almanya’da siyaset, toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde vucüt bulduğunda, gereken sosyal ve ekonomik reformları yaparak demokrasi daha sağlam temeller üzerinde yükselecektir.
Birol Keskin