2024’Ü UĞURLARKEN

Her yeni yıla umutla gireriz . Kendimiz için ülkemiz için tüm dünya insanları için dileklerde bulunuruz.

2024 de yine ormanlar yandı, sokak hayvanlarını uyutma fermanı, 
tek adamın kararı ile meclisten geçti. Her ne kadar uyutmak olarak geçse de, bunun adı sokakta yaşayan can dostlarımız köpeklerin toplu katliamı. 

Yaşa Kemal usta demiş ya, “ bu ülkede dört şey olmayacaksın kadın, çocuk, ağaç, Sokak hayvanı.”

Kadınlar;
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2024 yılının ilk onbir ayında 233 şüpheli kadın ölümünün gerçekleştiğini açıkladı.
Her geçen yıl ,her geçen ay, hatta her geçen gün kadın cinayetleri artmakta. Kadın cinayetleri sanki bir el tarafından teşvik ediliyor. İstanbul Sözleşmesi’ni eksikliğini daha çok hissediyoruz.

Çocuklar, bebekler. Yazarken bile tüylerim diken diken. Yeni doğan bebek terimi ile çok acı tanıştık.
Meğerse yeni doğan bebekler, özel hastanelerde, pardon ticarethaneler de, para için devleti dolandıran doktor, sağlıkçılar tarafından henüz annesinin kokusunu duymadan  katlediliyormuş. Anneler evladını koklayamadan vedalaşıyormuş.
Bütün bunlar üç kuruş para için organize bir şekilde yapılıyormuş. 

Yine İzmir’de kocası hapiste olan biri anne, çocuklarını ekmek parası kazanmak için, en büyüğü beş, en küçüğü bir yaşında, beş çocuğunu evde bırakıp kağıt toplamaya gidiyor. Beş çocuk, beş can yoksulluktan, kimsesizlikten, evde çıkan yangında boğularak ölüyorlar.
Ah çocuklar, sizi koruyamadıkça canım ne çok yanıyor.
Can Yücel’in dediği gibi 
“öyle bir, öyle bir ölsem ki, size ölüm kalmasa”. 

Sıla bebek, Narin…….
Bu ülkenin güzel yürekli insanları “çocuklar uyurken susulur, ölürken değil” diyerek Narin’e sahip çıktı. 
Narin, ailesi tarafından katledilen, koca bir köyün bilip sustuğu, organize bir kötülülük  ile cinayeti örtbas etmeye çalışanlara inat bütün Türkiye’nin sahip çıktığı güzel kızımız.

Geçen hafta bizler sanıkların aldığı cezayı duruşma sonrası öğrendik. 
Narin’i yaşamın baharında büyümesini kim ne için engelledi öğrenemedik. 
Narin bu ülkenin öldürülen çocukların sembolü olarak kalacak.
Dostoyevski ne güzel demiş; “yeryüzünde tek bir çocuk bile acı çekiyorsa tanrı yoktur.”

Savaşlar, 
Gazze’de soy kırım sürerken, Suriye.

Suriye de, El Kaide’nin, El Nusra’nın  devamı HTŞ yönetimi ele geçirdi. HTŞ  Birleşmiş Milletlerin ve Türkiye’nin hala terör örgütü listesinde. 
Bu cihatçı yönetim, organize bir şekilde Alevi katliamına başladı. Türkiye’de buna sessiz kalanlar, siyasi Alevilik diyenler, usumda ki linçleri yeniden canlandırıyor. Çorum, Maraş, Gazi, Madımak. 23 yıldır ülkede dindar ve kindar bir nesil yaratma çabasına hepimiz tanığız. Biri suçlu ayağa kalk dese, milyonlar ayakta olacak. 

Yeni yıl ile asgari ücretlinin, emeklimin açlık sınırının altında bir gelirle yaşam mücadelesi vermeye çalıştığı bu süreci, yeni çatışmalarla kamufle etmeye çalışacaklar elbette.
Bu çatışmaların bedeli çok ağır olabilir.
Türkiye’de yaratılmak istenen Alevi-Sünni çatışmasına bu ülkenin Alevileri, demokratları, solcuları, laikleri Atatürkçüleri asla izin vermeyecekler, barışçıl bir çözüm için mücadele edecekler. Buna inancım tam. 

Yeni bir yılda ne çok Umut’a ihtiyacımız var. Dünyanın ve ülkemizin bir çok yerinde kar var. Haydi umutlarımız hep birlikte kartopu gibi büyütelim.

30.12.2024
Ferihan karasu