04.09.2024
HALKIN SANATÇISI-HALKIN SAVAŞÇISI YILMAZ GÜNEY
Yılmaz Güney‘ in ölümünün üzerinden tam 40 yıl geçti
Efsane oyuncu, senarist, yapımcı, yazar, şair, aktivist, sinemacı, halk sanatçısı,, aydın ve devrimci fikir insanıYılmaz Güney 1 Nisan 1937 de Adana‘ nın Yüreğir ilçesinin Yenice köyünde Güneydoğudan Adana‘ ya göç eden bir Zazave Kürt ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
Ve ne yazıkki 9 Eylül 1984 yılında sürgünde yaşadığı Paris‘ te mide kanserinden 47 yaşında hakka yürüdü.
Yılmaz Güney bu dünyadan göçeli tam 40 yıl olmuş ama o hem oyunculuğunu hem de senaristliğini üstlenerek solperspektiften bakarak yaptıği Yol, Sürü, Duvar, Umut, Ağıt, Baba ve Arkadaş gibi filmleriyle iz bırakan eserleri, her zamanezilenlerin yanında olan politik duruşu ile aslaunutulmayacaktır ve ölümsüzdür. Henüz 47 yaşında yaşamaveda eden Yılmaz Güney Türkiye sanatı, düşün ve sanatdünyası için çok büyük ve erken bir kayıptır. Yılmaz Güney‘ in atalarının Dersimden geldiği söylenir, o iyide bir Alevidostuydu .
Bizler, Adana‘ da yeni yetişirken hep Yılmaz Güney’ikendimize örnek almış, onun filmleriyle büyümüştük. O çocukluğumuzun kahramanıydı adeta.
Yılmaz Güney‘ i o zamanlar yanı 70 li yılların başında bizimÇukurova‘ da herkes severdi, beğenirdi. O yıllarda Adana‘ da kışlık ve yazlık en az 20 sinema vardı. Bugüne göre dahaözgür bir ortam, sanata ve şehirdeki kültürel yaşama hattaailece daha fazla katılım vardı. İnsanlar daha sosyaldi, kültürlüydü.
Yılmaz Güney’i canlı olarak birisi geçen yıl yıkılan Adana 5 Ocak stadyumunda 70 li yılların ortasında Altın Koza Film Festivali ödülü alırken , diğeride Umut Filminin o meşhur kuyumcu sahnesi çekilirken Küçüksaatteki kuyumcularında bulunduğu Çakmak caddesinde çok yakından görmüştüm. Boylu poslu yakışıklı bir adamdı asla çirkin değildi.
Yılmaz Güney’in sanat anlayışını ana hatlarıyla ele alanönemli yazılarını ve Yılmaz Güney’den sanat anlayışınailişkin iki yazıyı Ekim ayında “Ölümünün 15. yıldönümündeYılmaz Güney ve sanat” konulu kültür konferansına hazırlıkmateryali olarak kavranmalı şiarıyla Güney Dergisindeyayınlanmıştır.*
Yılmaz Güney Türkiye‘ de 7. Sanat olan sinema sanatında 1 numaralı isimdir. Milyonlarca insan şu an 2024 yılında bileonun eserlerinde, yapıtlarında kendilerini buluyor, kendilerinin yaşamını en iyi anlatan sanat insanı olarakgörüyorlar ve ona olan sevgileri bu nedenle hiç eksilmiyor.
Kim ne derse desin Güney sinema tarihinde cezaevinden filmceken tek büyük sinema adamıdır.
Yılmaz Güney filmlerinde yoksul emekçinin, topraksızköylünün çilelerle dolu yaşamlarını konu etmiş, olaylarasınıfsal açıdan bakmıştır. Üretenin daha iyi, onurlu bir yaşamıhakettiğini savunmuştur. Yılmaz Güney, “Kültür dünyayıdeğiştirme çabasının ürünüdür ve aynı zamanda yenidendeğişiminin en temel öğesidir” demiştir.
Bugünkü kültürel yaşama baktığımız zaman istinalar hariçkültürel ve ahlaki bir erozyon yaşanmaktadır. Ne yazıkkitarikatlara dayalı siyasal İslamcı kültür, kızlardançocukluğunu çalıyor, kadınlara gerici, cinsel ayrımcı bir rolbiçmektedir.
Bu nedenle Yılmaz Güney yaşadığı dönemde sanatçılaratoplumsal sorumluluklarını anlatmış seçimlerinde tercihlerindeezilen halkın yanında durmalarını talep etmiştir.
Yılmaz Güney sürgünde yaşadığı Paris‘te‘de önemli eserlereimza atmıştır. Cannes Film festivalinde Başyapıtı Yol filmiylealdığı Altın Palmiye ödülü onun ne büyük bir sinema deviolduğunu göstermiştir.
Yılmaz Güney hayranlarının Ahmet Kahraman‘ ın ‚ ‘‘Yılmaz Güney Efsanesi‘‘ adlı mükemmel kitabını mutlaka okumasıgerekiyor. Yılmaz güney'i tanımayanlar bile bu kitapla onuçok daha iyi tanıyacaklardır.
Yılmaz Güney halkını seven yurtsever biriydi
Yazımın sonunda Yılmaz Güney, Nazım Hikmet, Ahmet Kaya ve yurt dışında sürgünde sevdikleri ülkelerden çok uzaklardahayatını kaybeden, katledilen 68 kuşağı, öğrenci liderleri ya da şu an ‘‘dışarda‘‘ yaşamakta olan etnik kökenine bakmaksızıntüm muhaliflere daha bir çok yurtsever yazarımıza, sanatçımıza atfedilen, vurulan şu vatan haini damgasıkonusuna da değinmek istiyorum;
Yüreği ve beyni haktan, adaletten, insanlıktan, barıştan, kardeşlikten, dürüstlükten yana olan hiç kimse vatan hainiolamaz. Yılmaz Güney savunduğu fikirler ve idealler uğrunahenüz 47 yaşında sürgünde , Pariste yaşama veda etmiş ağırbir bedel ödemiştir.
Bu vatan hainliği konusunda özellikle suçlayıcılarlasuçlananların ülkedeki konumlarına, ekonomik-siyasal-askeri-kültürel ve diğer alanlarda izledikleri ve uyguladıklarıpolitikalara, sahip oldukları lüks yaşamlara refahtan pay almaanlayışına bakılınca farkı ve gerçeği göreceksiniz kim dahayurtsever.
İhanetle suçlananlar bu ülkeyi 80 yıldır yönetmediler, ülketopraklarını emperyalist güçlere açmadılar. Emperyalistlerlemali, askeri işbirliği anlaşmaları imzalamadılar*. Yoksulluğuyaratmadılar, Ülke tarımını yıkıma sürükleyen kararlaralmadılar, çiftçileri, emekçileri, emeklileri mağdur etmediler. Ülkenin yurtdışında imajını zayıflatmadılar.
Umarız ve dileğimiz gün gelecek Yılmaz Güney ve diğercesur aydınlarımızın hakları geri verilecek, onların isimlerikonser salonlarında, kültür evlerinde, kütüphanelerde, okullarda, köprülerde, parklarda, stadyumlarda devasayapıtlarda yaşatılacaktır.
Yılmaz Güney Devrimci sanat anlayışıyla, toplumungelişmesinde, mücadelesinde yol gösterici olmuş, kuruslogancılığa düşmemiştir. Basit işler yapmamıştır. Onun ne filmleri ne kitapları, ne de toplumsal kurtuluş mücadelesindeki duruşu, felsefesi unutulacaktır. Yılmaz Güney etkili eserleriyle Türkiye halklarının her zaman hafızasında kalacaktır.
Çukurovanın yiğit evladı, Türkiye‘ nin tüm ilerici insanlarınınhala kalbinde yaşayan , binlerce fikre ve yüreğe dokunanustayı ölümünün 40. yılında sevgi, saygı ve özlemle anıyorum.
Mehmet Tanlı
* Güney Dergisi, Evrensel Gazetesi